''Döktüğüm yaşları bağışlıyorum. Acıları ve aldatmaları bağışlıyorum. İhanetleri ve yalanları bağışlıyorum. İftiraları ve ahlâksızları bağışlıyorum. Nefreti ve zulmü bağışlıyorum.Yüreğimi yakan darbeleri bağışlıyorum. Yıkılan hayalleri bağışlıyorum.Ölen umutları bağışlıyorum. Sevgisizliği ve kıskançlığı bağışlıyorum.Umursamazlığı ve kötü zihniyeti bağışlıyorum.Haklılık uğruna haksızlık edenleri bağışlıyorum.Öfkeyi ve şiddeti bağışlıyorum. İhmalkârlığı ve unutkanlığı bağışlıyorum.Bütün kötülükleriyle dünyayı bağışlıyorum.''(alıntıdır.)

Ölümle karşılaştık bir gece...



0 yorum
Ölümle selamlaştık geçen gün bir kez daha.

Oturduk sessiz bir köşeye uzun uzun sohbet ettik.

O bana yanına aldığı hayatlardan bahsetti ben ona o hayatları ne kadar çok özlediğimden...

Aynı dili konuşmuyorduk ölümle.

Ben yüzünde bir pişmanlık ifadesi ararken, o mutluydu biriktirdiği son bulan hayatlarla.

Sonra kızdım ona.

Git dedim.

Bütün sevdiklerimizi al içine geri getir bize.

Sustu.

Sessizdi ölüm.

Issızdı ölüm.

Soğuktu ölüm.

Kaderin ona bağışladığı görevi yerine getirmenin verdiği çaresizlikle baktı gözlerime uzun uzun...

Kısa bir süre sonra duydum sessizliğinin ardında kopan çığlıkları...

Ve anladım bir sevdiğimi daha almak için geldiğini.

Sessizdi ölüm.

Çığlıklar içerisinde koyu bir sessizlikti ölüm.

Çaresizdi en az bizler kadar.

Aldı ve gitti sevdiğimizi...

Birinin annesini,birinin teyzesini,birinin anneannesini,birinin babaannesini,birinin kardeşini,birinin en yakın arkadaşını...

Aslında herkesten bir parçayı almıştı ölüm, bir kez daha.

Sonra usulca kalktı oturduğu yerden.

İçi boşken geldiği huzuru yoktu giderken.

İçinde sevdiğimiz , ağırdı yükü bu defa.

Arkasına döndü el salladı hepimize.

İki damla yaş aktı gözlerinden.

Yollar uzadıkça büyüdü adımları.

...ve sonsuzluğa ulaştı sevdiğimizle birlikte.

Ölüm...

Gittiğin o sonsuzlukta kal...

Bir daha selamlaşmamak üzere,

Hoşçakal...




0 yorum:

Yorum Gönder

newer post older post