''Döktüğüm yaşları bağışlıyorum. Acıları ve aldatmaları bağışlıyorum. İhanetleri ve yalanları bağışlıyorum. İftiraları ve ahlâksızları bağışlıyorum. Nefreti ve zulmü bağışlıyorum.Yüreğimi yakan darbeleri bağışlıyorum. Yıkılan hayalleri bağışlıyorum.Ölen umutları bağışlıyorum. Sevgisizliği ve kıskançlığı bağışlıyorum.Umursamazlığı ve kötü zihniyeti bağışlıyorum.Haklılık uğruna haksızlık edenleri bağışlıyorum.Öfkeyi ve şiddeti bağışlıyorum. İhmalkârlığı ve unutkanlığı bağışlıyorum.Bütün kötülükleriyle dünyayı bağışlıyorum.''(alıntıdır.)

can bonomo* Kendimizi değil birbirimizi kurtaralım-*



0 yorum



 Okyanuslarında boğuluyoruz yalnızlığın.
İniş izni versin mavi sonsuzluğun, anakronist kaptanları.
İnkar edecek değiliz , dehlizlerinde sessizlik satılan dar sokakları. 
Bu gemi bizi terk ediyor benim güzel bebeğim; 

Kendimizi değil birbirimizi kurtaralım!!


Ne kadar acıdı içimiz, severken…
Küserken…
Kanarken…
Ne kadar alıngan aşıklardık seninle biz.
Ne kadar küçüktük daha en başından severken.
Battık batıyoruz batacağız derken;

Kendimizi değil birbirimizi kurtaralım!!


Kanserli sevdaların, duygu metastazları için daha henüz çok erken!


Ben her zaman bir sayfa seni okuyacağım içimde.
Her zaman bir yudum seni içeceğim sarhoşken.

Her zaman bir adım seni atacağım tırmanırken basamakları.

Bir kıvılcım seni çakacağım yakarken sigaramı.
Boğulursak da eklektiğinde başka sevdaların, özeneceğiz diye:

Kendimizi değil birbirimizi kurtaralım!!


Kaldırsın beni, yerden yüksekte kafa çeken, ince çizgi cambazları.
Doktor çağırılsın.
İçimdeki duygu boşluklarında anemili şair çocuklar ağlıyor.
Araba kovalayan sokak köpekleri benden tarafadır.
Üç ayrı yerimden kan kaybediyoruz durmadan..

Senden kaybediyoruz.
Benden  kaybediyoruz.
Bizden kaybediyoruz.

Bir gün bu oyunda berabere kalamazsak da mağlup olursak benim güzel bebeğim:

Kendimizi değil birbirimizi kurtaralım!!


Ne kadar mutlu ağlardık biz seninle.

Ne kadar çok şey yaşamışız şimdi akla düşünce.
Ne kadar çok sevişmişiz.
Ne kadar yüksekmiş desibeli, evin içinde çınlayan gülüşün.
Averaj aşkları solladığımız da çıkardığımız patinaj izlerini düşün!

Olurda şarampole yuvarlanırsak düz otobanında dönüşün;

Kendimizi değil birbirimizi kurtaralım!!


Benim yaşlanmam bu gündür ve yerel saate göre ikindide başlayacak.
Saçlarım bembeyaz, kalbim kırık beyaz,yer yer maki, genelde seninle atacak.
Her zaman beklenti vardır hayatta ve sevmeyen insan fanidir.
Seni büyümeye bırakmaktan korkmuyorum, dolaş kırları,

Çünkü umut mavidir.


Bazen sevdalar buğlu oluyor güzel bebeğim; göremiyoruz ne ötesini ne berisini…

Olurda yakalanırsak sevdanın buhranına hazırlıksız ve uzak,
Kıskançlık ve coğrafya yine kurarsa bize böyle hain bir tuzak,

Kendimizi değil birbirimizi kurtaralım!!


Kaldırın beni ayağa, tabutta sevgilimin adını bağırdım, kırıldı mezar taşım.
Hayrat’lara yazılmış şiirlerle damıtılmış sarhoş akan göz yaşım.
Otopsi raporumda adın geçiyor,

En yakın arkadaşım!

AH!
Bu acıklı bekleyişler, bu sivri kararlar ne zaman demlenecek?

Ne zaman büyüyeceğiz biz de dünya önümüzde küçülecek?


Ya sonra;

Ben deliyim!

Affet!!!

Özür dilerim!!!!!

Bu egosantrik sorular ne zaman tükenecek

De,

Yerine idealist cevaplar türeyecek?

BİL benim güzel bebeğim.

Bir gün gelecek…

Senden daha çok sevdiğim tek kız
Sana Anne,
Bana Baba diyecek.

Eğer mahrum ederse bizi hayat gülmekten el ele beraber:

Kendimizi değil birbirimizi kurtaralım!!


Olurda sevda çukuruna düşersek seninle bir Temmuz akşamında.
Gün gelir anlarsak sonunda kendimizi ve özlersek deliler gibi.
İş işten geçmiş olursa

(Benden GEÇMEZ; bilesin)

Bir isyan çığlığı duyacaksın,
Kalbine ve beynine ektiğim anarşist sokak çocuklarından. 
Az renkli gözlerinden yaşlar dökülecek
Ve
Ömür boyu kilitli kalacağız yaban aşkımsıların hipotezinde.

Olurda sevda çukuruna düşersek seninle;
Temmuzda
Bir pazar öğleden sonrasında.

Kendimizi değil birbirimizi kurtaralım…


              
               

0 yorum:

Yorum Gönder

newer post older post