''Döktüğüm yaşları bağışlıyorum. Acıları ve aldatmaları bağışlıyorum. İhanetleri ve yalanları bağışlıyorum. İftiraları ve ahlâksızları bağışlıyorum. Nefreti ve zulmü bağışlıyorum.Yüreğimi yakan darbeleri bağışlıyorum. Yıkılan hayalleri bağışlıyorum.Ölen umutları bağışlıyorum. Sevgisizliği ve kıskançlığı bağışlıyorum.Umursamazlığı ve kötü zihniyeti bağışlıyorum.Haklılık uğruna haksızlık edenleri bağışlıyorum.Öfkeyi ve şiddeti bağışlıyorum. İhmalkârlığı ve unutkanlığı bağışlıyorum.Bütün kötülükleriyle dünyayı bağışlıyorum.''(alıntıdır.)

Bir başına salınıyor salıncak.



0 yorum

Şimdi uzak o günler.
Bir başına salınan salıncak yalnızlığında kayboluyor uğultularında rüzgârların.
Her yer yemyeşil, gökyüzü masmavi olsa ne anlamı var?
Savrulmuşken başıboş yaşamın içinde örselenir sensiz yanım. Sen duymaz, duyumsayamazken beni…
Çocukça düşlerdi günbe gün yüreğimizde büyüyen, sen ve ben tutunup ipine salıncağın gökyüzüne yükselirken. Sevinç yüklüydü kahkahalarımız, gülmekten süzülürdü gözlerimizden yaş.
Her şey çok masumane, her şey çok gerçekti. El ele tutuşan ellerimiz, bakışan gözlerimiz gibi.
Çocuktu yüreklerimiz
Çocuktu bedenlerimiz
Çocuktu düşlerimiz
Zaman çaldı sessizce, büyüdük ikimizde. Hem yol hem de yolcu olduk zamanın içinde.
Omuzlarımızda yüküyle yaşadıklarımızın. Gün geldi yorulduk, dinlenecek bir yürek, Gün geldi aralanacak bir kapı aradık sevgimize.
Sözcükleri unutulmuş türkülerin nameleri düştü dilimize… Sessizce ağladık.
Sen yoksun!
Ben yok um o yerde
Sevgiden yoksun
Yalnızlıklara
Bir başına salınıyor salıncak,
Biten aşklara…
Leyla Işık

0 yorum:

Yorum Gönder

newer post older post