''Döktüğüm yaşları bağışlıyorum. Acıları ve aldatmaları bağışlıyorum. İhanetleri ve yalanları bağışlıyorum. İftiraları ve ahlâksızları bağışlıyorum. Nefreti ve zulmü bağışlıyorum.Yüreğimi yakan darbeleri bağışlıyorum. Yıkılan hayalleri bağışlıyorum.Ölen umutları bağışlıyorum. Sevgisizliği ve kıskançlığı bağışlıyorum.Umursamazlığı ve kötü zihniyeti bağışlıyorum.Haklılık uğruna haksızlık edenleri bağışlıyorum.Öfkeyi ve şiddeti bağışlıyorum. İhmalkârlığı ve unutkanlığı bağışlıyorum.Bütün kötülükleriyle dünyayı bağışlıyorum.''(alıntıdır.)

Dün Asıktı Yüzü İzmir`de Göğün



0 yorum
Dün asıktı yüzü İzmir`de göğün... 
karardı... 
öfkeyle esti... 
sonra yaşardı gözleri 
yağmuru oldu İzmir`in. 

Tüm gece döktü yaşlarını.. 
toprağın… 
yaprağın… 
denizin kokusunu duyurup 
rüzgarla el ele… 
utancını yüzüne vurarak İzmir’in, 
ağlıyordu. 

Yalnızlık kokuyordu İzmir. 
gece yarısını çoktan geçmişti. 
Bir kadın: 
sığındığı gecenin koynunda geçen hain zamana 

“Bir varmış- bir yokmuş 
hiç yaşanmamış misali 
gitmeliyim bu yerden … 
“Aşağılık” dediğin şehirden” 
….diyerek, 
ard arda sancılarla 
acılarını sunarak karanlığa… 
ağlıyordu. 

Kendi karanlığında 
aynı hiddetiyle gürlerken gök, 
duymuyordu yağmuru. 

“Sebebi sensin! “diyordu. 
“sen düşürdün seni gözlerimden 
yüreğimin o en güzel yerinden. 

Bulutlardan beşiklerde salladığım “bebeğim”, 
“Yağmurum”ken benim… ” 

Her gürleyiş, 
yeni bir sancıyla şiddetleniyordu. 
İzmir’de bir yüreğin daha 
harcanıp acımasızca öğütülmesiyle. 
parça parça bulutlarda, 
kah sevgi 
kah nefret yüküyle, 
utancını yüzüne vurarak İzmir’in, 
İzmir’e gürleyip 
sıyırıyordu koynundan yağmuru. 

Her gürlemenin ardından 
coşkuyla süzülüyordu yaşları 
anlaşılamamanın … 
hüzünlerini 
silmek istercesine yüzünden. 

dün asıktı yüzü İzmir’de göğün, 
mevsim Son bahar, 
aylardan Eylüldü yine 
gök 
kapkarayken umutlarınca 
bir ürperti çöktü serinliğinde 
yıldızlar 
yoktu yerinde 

düşsel avuntularında yağmurun 
çiçekler 
boynunu büktü 
söyleştiği 
yaşlı teyze yalnız 
yemlediği 
güvercinler yemsiz 
kalabalıkta 
ama kimse(siz) 
oturduğu 
bank “boş”kaldı… 

Leyla Işık 

0 yorum:

Yorum Gönder

newer post older post