''Döktüğüm yaşları bağışlıyorum. Acıları ve aldatmaları bağışlıyorum. İhanetleri ve yalanları bağışlıyorum. İftiraları ve ahlâksızları bağışlıyorum. Nefreti ve zulmü bağışlıyorum.Yüreğimi yakan darbeleri bağışlıyorum. Yıkılan hayalleri bağışlıyorum.Ölen umutları bağışlıyorum. Sevgisizliği ve kıskançlığı bağışlıyorum.Umursamazlığı ve kötü zihniyeti bağışlıyorum.Haklılık uğruna haksızlık edenleri bağışlıyorum.Öfkeyi ve şiddeti bağışlıyorum. İhmalkârlığı ve unutkanlığı bağışlıyorum.Bütün kötülükleriyle dünyayı bağışlıyorum.''(alıntıdır.)

“KEŞKE …dedim duymadın mı? ”



0 yorum
“KEŞKE
…dedim duymadın mı? ”

Bilebilir miydik gelecek bir zamanda “keşke” diyeceğimiz onca yaşanmışlıklarda, dilimizde sevdamızdan kalan kırık- dökük, iç sızlatan sözcüklerle yeniden yaşamak isteyeceğimizi.
Her gece;
Yaşama kırgın yanımla,kırılgan bakışlarla bakıp aynaya içimde yeşerttiğim boynu bükük çiçekleri erteliyorum gelecek bahara.Yüreğime dökülen birkaç umut kırıntısı da olmasa… Anla!
Yokluğundan yoksun sokaklarında ıslandığım bu şehir, artık dar geliyor bana. Denizine bakıp bakıp dalıyorum, kanadı kırık martılarla söyleşiyor suskun yanım. Ve biliyor musun dudağıma dökülen şiirlerim kanıyor? Bulutların kızıllığı Günü terk eden günün rengi bundan.

Keşke… Keşke diyorum. Sen duymuyorsun belli.

Uyku tutmuyor gözlerimi, direniyor göz kapaklarım geceye,doğacak günü yeniden görmek için. İçimden göçüyor göçmen kuşlarım. Ardından bakıp kalıyorum boynu bükük ben yine.
Karlar yağıyor, yağmurlar çiseliyor, gövdesine adımızı yazdığımız çınarın yaprakları ağarıyor.

Yoksun!
Yoksun yüreğime ördüğüm duvarlar artık derman tutmuyor.
“Keşke” diyorum duymuyor musun?


04.Şubat 2012- 03.00 İzmir senin olmadığın saat

Leyla Işık

0 yorum:

Yorum Gönder

newer post older post