''Döktüğüm yaşları bağışlıyorum. Acıları ve aldatmaları bağışlıyorum. İhanetleri ve yalanları bağışlıyorum. İftiraları ve ahlâksızları bağışlıyorum. Nefreti ve zulmü bağışlıyorum.Yüreğimi yakan darbeleri bağışlıyorum. Yıkılan hayalleri bağışlıyorum.Ölen umutları bağışlıyorum. Sevgisizliği ve kıskançlığı bağışlıyorum.Umursamazlığı ve kötü zihniyeti bağışlıyorum.Haklılık uğruna haksızlık edenleri bağışlıyorum.Öfkeyi ve şiddeti bağışlıyorum. İhmalkârlığı ve unutkanlığı bağışlıyorum.Bütün kötülükleriyle dünyayı bağışlıyorum.''(alıntıdır.)

Gidiyorum,kendime



0 yorum
''puslu bir sabah ayazını peşimden sürükleyerek gidiyorum. 
yalnızlığımı köhne bir sandalın sahipsiz sürüklenişine bırakırken, 
hüznüm ardından ağlıyordu 
alışkanlığından vazgeçen bir tiryaki gibi sıkıp yumruklarımı, 
arkama dönüp bakmadan gidiyorum.. 

sahibi olmadığım ama üzerime zorla giydirilen, 
bir beden büyük bütün kaçışları ihtiyacı olanlara bırakacaktım, 
vicdanım el vermedi 
usulca soyundum 
ve sahiplerine geri verilmek üzere bir kenara bıraktım hepsini, 
gidiyorum.. 

umudum küçük bir kız çocuğu, 
el sallayarak çağırıyor beni uzaklardan 
ısrar etmeyeceksin kalmam için ama hani olur ya, yine de (pes) etme.

yapamadığım tek şeydi baharda kardelen yetiştirmek 
sen onu istedin, mahcup oldu yüreğim, 
gidiyorum.. 

oysa benim de hayallerim vardı; 
dans edecektim yağmurda, 
sonbahar’a vedaları değil gülüşleri yapıştıracaktım, 
çiçekler alacaktım olur olmadık zamanlarda 
fazla geldi çıplak elle çizdiğim resim tuvaline 
konuşturma beni giderayak 
çünkü ödünç aldım suskunluk adını verdiğin silahını, 
gidiyorum.. 

eskiden olsa eteğimi çekiştirip beni kandırırdı içimdeki çocuk, 
üzüleceğimi bile bile 
gözlerine buzdan sarkıtları sen mi yerleştirdin..? 
ki artık ağlayamıyor bile 
onu bu kurak, duygusuz ve yeşili az topraklarda, 
her şey iyi olacak gibi asılsız vaatlerle büyütüp, 
hayata kazandırmam olanaksız 
o çok sevdiğin korkularını, 
her mevsime açık pencerenden içeriye bırakarak, 
içimdeki her şeyden habersiz çocukluğumu yanıma alarak gidiyorum.. 


Adımlarımızın uyumsuz olduğunu neden hemen kabullenemedim diye kırılarak kendime, 
gidiyorum.. 

şimdi notaları sahipsiz ve öksüz kalmış yarım bir şarkıdır sevmek 
canımı daha fazla acıtamayacağını bilmek, 
biraz olsun mutlu ediyor beni 
sürüklenmiyorum dikkat et, 
gidiyorum.. 
sessizce ve hiçbir şey yaşamamış gibi 

bir süre sonra denize ulaşıp, 
korunaklı seyir defterimin ilk sayfasına taze ve diri umutlar işleyeceğim 
yüreğimi çıkartıp her şeyiyle masaya dökerken, 
senden daha cesur olduğum için utanma sakın 
bu cesaret, 
çocukların masum dualarından çaldığım inatçı bir bekleyişti sadece 

bana balonlar alabilecek kadar yürekli bir sevgiyi, 
korkularıma rağmen başım dik karşılayacağıma dair söz vererek gidiyorum.. 

bir bedeni değil, bir yüreği özlediğin vakit, 
umarım zamanın olur güneşin doğuşunu huzurla izlemek için 

bana ait olan ve olmayan, 
bütün soruları ve cevapları ardımda bırakarak gidiyorum.. 

az kullanılmış ve bayandan bir sevda bırakıyorum sana 
yolun açık olsun..''

Sus dilim...



0 yorum
''Sus dilim, kanatma dudağı daha fazla, yaralanma. Kayıplar töreninden geçiyoruz, 
alkışsız yürüyüşler ayağımızda. Şiir uzun yola çıktı, sevilen kırgın ve sessiz. 
Bitirdim diyor, bizde nelerin başladığını bilmeden. Sus dilim, herkes 
susarken konuşmak acıtıyor değerleri. 

İşte bir şarkı daha yanaştı gözyaşına. Bir gece daha yalnız ve uykusuz. Bir 
ayrılık daha kapıda, eli kolu dolu, güler yüzlü, duygusuz. Bir tek vedalar 
seviyor bizi, çok seviyor hem de, terk etmiyor. Onlarla yaşamaya alıştığımız 
için belki de. Bak işte, bir kadeh daha boşalıyor, devriliyor şişeler, anason 
kokulu ve zil zurna umutsuz. 

ah dilim! Ben sana seviyorum deme demiştim. 

Gidelim ne olur, kalmayı beceremiyoruz işte. Nedendir bu ısrar ve inat. Kalk 
gidelim, biz gitmeyi biliyoruz, çok güzel biliyoruz, en güzel biliyoruz. Yürü 
gidelim, kalınca dağlanıyoruz, üstümüze yapışıyor bize ait olmayan 
suskunluklar. Duyuyor musun dilim, davran gidelim. Kalmayı istesek de, tek 
taraflı istekler doyurmuyor yüreği. Hadi diyorum sana, gidelim. Topla ucunda 
biriken sevgileri, yalnızlığı, sarılmaları. Neyi bekliyorsun, herkes kal 
diyemeyecek kadar meşgul, acelesi var öpüşmelerin. Seven affeder, diyorsun, 
demek ki sevilmemişiz. Yürüsene dilim... 

of dilim! Nereye gideceğiz? 

Elde avuçta kalan sevgiyi şiirlere ayırdım. Hüznüm uyandırdı bu sabah, alnımdan 
öptü. Demli bir yalnızlıkla karşıladım günü. Telefonuma baktım, ne mesaj ne de 
cevapsız arama, süs eşyası olarak büfeye kaldırdım. Geceyi 
benimle geçiren bir şarkının dudaklarına asıldım, kanattım. İçimde incinmiş bir 
çocuk, boş gözlerle bakıyor etrafına. Hatasını kabullenen bir yürek daha kaç 
zaman yaşayabilir sessizlik içinde? ..Ve hatalar insanlara mahsusken, çocuklar 
neden cezalandırılır sadece sevgi bekleyen yüreklerin gözünde? ... 

aman dilim! Bir daha hiç konuşmasan diyorum. 

Şehir suskun ve mavi. Sokakların telaşı insanların yüzüne vurmuş. Ne çok insan 
var, ne çok yalnızlık, ne çok yetişmeme korkusu, ne çok acı...Hiçbir şeye 
inanmıyoruz artık. İnançları zedelenen ne çok insan var. En ufak bir hatada, 
silip atıyoruz değer verdiklerimizi. Paylaşılan onca zaman ve sevgi bile 
görünmez oluyor. Sevgi, artık tek başına birleştiremiyor ayrılan elleri. 
Şehir...suskun ve mavi. Her şeye rağmen sevgiden korkma diyor. Şehirler acımızı 
hisseder gibi kollamaya çalışıyor. 

ay dilim! Acıyor.''

Veda...



0 yorum
''Konuş sevdiğim..
Yüreğinin şarkısını söyle bana..
Gece karanlık..
Yıldızlar bulutların arkasında yitip gitmiş..
Rüzgar iç çekiyor yaprakların arasında..
Bırak çözeyim saçlarını,
Kulaklarımı göğsüne bastırayım 
ve orada o tatlı yalnızlıkta 
gözlerimi kapatıp kalbinin hırıltılarını dinleyeyim yüzüne hiç bakmadan..


Söylediklerim bitince sessiz oturalım hiç kımıldamadan..
Yalnız ağaçlar fısıldaşsın karanlıkta ve öylece bitsin gece..
Birbirimizin gözlerine bakalım ayrı ayrı yollara gidelim..


Güller duruyor gecenin içinde..
Sarı güller..
Ne olur koparma beni..
O kadar güzel duruyor ki orada..
Ah gecem!
Biz de birlikte güzeldik..


Ve koparıp gülleri bıraktın ellerime..''


newer post older post